3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu ile Maliye Bakanlığı’nın tebliğ şeklindeki düzenlemeleri kapsamında 1995 yılından itibaren tam tasdik denetimleri yapılmaya başlanmıştır. Bu uygulama, kamu denetiminin özelleştirilmesi kapsamında önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Tüzel ya da gerçek şahısların beyannamelerinin ve mali tablolarının muhasebe standart ve ilkelerinin yeterliliği ve denetim standartları dairesinde tetkik edildiğinin onaylanması işine “tam tasdik hizmeti” denir. Muhasebe ve vergiye dair en güncel kanuni gelişmelere uyum sağlama ve de vergi mükellefiyetlerini güvenli şekilde ifa etme konularında tam tasdik hizmeti firmalara destek olmaktadır.
Tam tasdik hizmeti, Yeminli Mali Müşavirler tarafından yerine getirilmektedir. Yeminli Mali Müşavirlerce gerçekleştirilen tetkiklerle, önce firmaların mali tabloları ve hesapları kontrol edilmekte akabinde de bunların vergi bağlamında doğruluk ve yeterlilik denetimi yerine getirilmektedir. Bunlara ek olarak tam tasdik raporları, Katma Değer Vergisi iadesi tarzındaki önem arzeden hususlarda da Yeminli Mali Müşavirlerce oluşturulmakta ve bu kapsamda sunulmaktadır.
Tam tasdik hizmetleri kapsamında birden fazla işlem yapılmaktadır. Bunları kısaca, vergi düzenlemeleri çerçevesinde geçici vergi beyannamelerinin uygunluk denetiminin gerçekleştirilmesi, vergi düzenlemeleri çerçevesinde mali tabloların, yasal defter ve belgelerin kontrolünün gerçekleştirilmesi, süreli kontroller esnasında ortaya çıkan noksan ve yanlışların düzeltilmesi, vergi düzenlemeleri çerçevesinde yıllık Kurumlar ve Gelir Vergisi beyannamelerinin yeterlilik denetiminin yapılması, süreli denetimler esnasında denetim neticelerini belirten çalışma belgelerinin oluşturulması şeklinde sıralayabiliriz. Son olarak da, gerçekleştirilen kontrol çalışmaları neticesinde Gelir veya Kurumlar Vergisi Tasdik Raporu’nun düzenlemesi yapılmaktadır.
Maliye Bakanlığı, 3568 Sayılı Kanun ile getirilen tam tasdik denetimi neticesinde gerçekleştirilen tam tasdik hizmetlerini, bir önleyici tedbir olarak görmektedir. Buna göre, tam tasdik işlemi yaptıran firmaların bazı özel durumlar ile ihbar haricinde incelenemeyeceği belirtilmektedir. Dolayısıyla incelemelerde önceliğin tam tasdik hizmeti almayan firmalara yönlendirileceği iletilmektedir. Kurumlar Vergisi’nin doğruluğu saptanarak kamu yararı prensibinin yerine getirilmesi tam tasdik hizmetinin amaçları arasındadır. Buna göre vergi kanunları çerçevesinde, firmaların vergi beyannameleri ve mali tabloları ile tek düzen hesap planının genel uygulanan muhasebe ve denetim faaliyetlerine istinaden güvenilir ve hatasız şekilde hazırlanması büyük önem arz etmektedir.
Yukarıda anlatılanlardan da çıkarılacağı üzere tam tasdik hizmetlerinin doğru şekilde yerine getirilmesinin birçok önemli faydası bulunmaktadır. Örneğin, tam tasdik hizmeti alan firmalar Yeminli Mali Müşavir raporuyla Katma Değer Vergisi iadesi hususunda sınır bulunmaksızın KDV iadesi alabilirler. Yeminli Mali Müşavirler tarafından onaylanan beyannameler ile bunlara dair mali tablolar, vergi inceleme memurlarınca incelenmiş belge hükmünde sayılırlar ve özel bazı haller dışında yeniden incelemeye alınmazlar. Yapılan incelemelerin yürürlükteki mevzuata uygun olarak yapılması ile 3’er aylık süreler itibariyle mali işler yöneticisine, yönetim kuruluna ve alakalı kimselere bir rapor şeklinde iletilmesiyle ileride oluşabilecek rizikolar engellenmektedir. Tam tasdik hizmeti alan firmalar, karşıt inceleme talepleri geldiğinde bilgileri yeniden verme yükümlülüğünden kurtulmaktadırlar.
Yine dönemsel denetimler yapılmasıyla oluşabilecek vergi ve muhasebe hatalarının önceden tespit edilerek firma adına cezai külfetlerin engellenmesi sağlanmaktadır. Dönemsel denetimler sayesinde yapılan kontroller ve hazırlanan raporlarla yanlış beyanlar, eksik ve fazla ödemeler engellenmektedir. Vergi dairesi ve kamu kurumları ile ilgili hususlarda gereken yazışmalar yapılarak firmalara bilgilendirmede bulunulmaktadır. Dolayısıyla tam tasdik hizmeti alınması aynı zamanda mali müşavirlik hizmeti alınmasını da kapsadığından böylece vergisel anlamda oluşabilecek bütün riskler bakımından da güvence sağlanmaktadır.